21 Haziran 2011 Salı

EKMEK ARASI KÖFTE, DUDAK ARASI DEMOKRASİ...


Bizim beslenme kültürümüz ile hayat tarzımız arasında şaşılacak benzerlikler var.
Beslenme bir milletin hayat tarzına bu kadar mı yansır; bilim adamları belki bir gün bunu da konu edinirler.
Meselâ, ekmeğin arasını çok seviyoruz.
Ekmek arası köfte,
Balık ekmek,
Dürüm,
Vesaire…
Bakınız, hepsi arada kalan şeyler.
Köftenin en çok da “tükürük”lü olanını severiz.
Sokak aralarında seyyar köftecilere bakın, önlerinde müşteri eksik olmaz.
Pratiktir.
Lezzetlidir.
Ucuzdur.
Halkımız “tükürük köftesi”ni çok sever.
Meselâ, kokoreç.
Bir barsak ürünüdür ama, onu ekmeğin arasına koydun mu lezzeti bambaşka olur.
Yiyenler böyle tarif ediyor. Ben henüz tatmadım.
İşkembe çorbası da öyle.
“İşkemden atmak” tabiri belki bundan tevarüs etmiştir.
Ya da tam tersi.
Yani anlıyacağınız;
“Arası” olsun yeter.
“Ara”sındaki kaliteyi aramayı akıl etmeyiz.
Sokak arasında, ya da “salaş” tabir ettiğimiz yerlerde ekmeğin arasındaki köfteye yumulur da, bunun “sütlüce” yakınındaki sokak mezbahasının ürünü olabileceğini aklımıza getirmeyiz.
Eşek eti…
Sokakta yeme kültürüne aşina olan pek çok kişi bilmeden bunu tatmıştır.
Hele sığır ve koyun etinin şu kadar pahalı olduğu bir memlekette, eşek eti sokak kasapları için her zaman “pratik” bir kazanç kapısı olmuştur.
Eşek etinin zekâya olan etkisi de araştırılmalıdır. Çünkü son zamanlarda bu etin çokça yenilir olduğunu işitiyoruz.
Kaçak mezbahara yapılan baskınlar bunu gösteriyor.
Her ne ise;
Hayatı bu kadar pratiğe bağlamış bir miletin hayat tarzını tayin edecek olan siyasi sistemi de üç aşağı-beş yukarı buna benziyor.
Dudak arası demokrasi!
Bizim demokrasimizi bundan daha güzel tarif eden başka bir deyim bulamazsınız.
(Bunu ben icat ettim, marka değeri olacaksa o bana ait!)
Dudak arası demokrasimizin tek şartı tek kişinin iki dudağının arasından çıkmaktır.
İki dudak önce sizi milletvekili yapar.
Sonra Bakan,
Sonra Meclis Başkanı,
Sonra Cumhurbaşkanı…
Siz bakmayın Meclis’te uzun uzadıya yapılan müzakerelere; kanunlar da bidayette bu iki dudağın arasından çıkar.
Hangi kanun tasarının “aşağı” ya (Genel Kurul) ineceğine o karar verir.
Bitmedi;
İki dudak arasından çıkacak her sözcük kanun hükmündedir. Derhal yerine getirilir.
TSK ya “hizaya gel!”
YSK’ya “formül bul!”
ÖSYM’ye “şifre koy!”
HSYK’ya “tanzim et!”
Komutu hep bu iki dudaktan çıkar.
Tek seçici olmaya gör;
“Astığın astık, kestiğin kestiktir!”
23 Nisan çocuğuna da öyle denmemiş miydi?
“Dudak arası demokrasi” meclisini oluşturdu,
Şimdi ana yasasını oluşturma yolunda.
O da olur!

Hiç yorum yok: