27 Ocak 2011 Perşembe

BAŞBAKANA TEŞEKKÜR


                AKP’li dostlardan zaman zaman sitemler alıyorum. “Hep aleyhte yazıyorsun, bunların yaptıkları hiç mi iyi şeyler yok!” diye.  Olmaz olur mu? Bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. AKP’ye karşı  ön yargılarım elbette vardı. Geldikleri kaynak itibariyle onlarla siyasi görüşlerim hiçbir zaman örtüşmedi. Hepimizin ortak değeri olan yüce dinimizi kullanmalarından, onu bir siyaset aracı haline getirmelerinden hep şikayetçi oldum. Dokuz yıllık iktidarları dönemince bu konuda yanılmadığımı görmek beni mutlu etmiyor. Arada sırada güzel işler de yaptılar ama, vatandaş olarak rahatsızlık duyduğum uygulamaları, “güzel işler”inden daha fazla olduğu için AKP’yi çokça eleştirdim. İktidar gücü etrafında yeterince yalaka saf tutmuşken bizim bu koroya dahil olmamız beklenemez herhalde.
                Evet, bu gün eleştiri günü değil. O’nun için AKP’yi neden hep eleştirdiğimi başka bir güne bırakarak beni bir Erzurumlu olarak mutlu eden dünya üniversiteler arası kış oyunlarından söz etmek istiyorum. Erzurum için tarihi bir olay ve tarihi bir fırsat. Hakkını yemeyelim; sayın Başbakan kimilerine göre 500, kimilerine göre 700 trilyonluk devasa bir yaptırımla Erzurum’u dünyanın sayılı kış sporları merkezi haline getirdi. Yapılan tesisler, herkesi olduğu gibi beni de büyüledi. Tayyip beye gerçekten teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak’a bu tesislerin yapımında geçen büyük emeği için hem teşekkür ediyor, hem takdir duygularımızı iletiyoruz.
                Söz buradan açılmışken; bu Hükümetin iki başarılı bakanından ve icraatlarından söz etmemek haksızlık olur. Bunlardan birisi Ulaştırma Bakanı, diğeri de hemşehrimiz olan Sağlık Bakanıdır. Her ne kadar Sağlık Bakanımız ile yıldızımız pek barışmadı ise de, yaptığı önemli icraatları ve Erzurum’a getirdiği sağlık hizmetlerini görmezden gelemeyiz. Genel Sağlık Sigortasını uygulamaya geçirip, tüm hastaneleri birbirleriyle yarışan birer işletme haline getirebilirse kendisini daha çok takdir edeceğiz.
                Duble yollar bu hükümetin başarı hanesine kaydedilecek önemli bir hizmettir. Hızlı demiryolu projeleri de öyle. Bu yüzden Ulaştırma Bakanı Binalı Yıldırım’ı hem takdir ediyor, hem seviyorum. Allah için, güzel işler yaptı. Uçak seferlerini arttırdı, uçak biletlerini otobüs fiyatı fiyatına indirgedi. “Uçmayan vatandaş kalmayacak” demişti, öyle de yaptı. Artık her vatandaş, (uçak korkusu olanlar hariç) bütçesi ne olursa olsun gideceği yere ister havadan, ister karadan, ister demiryolu ile kolaylıkla ulaşabiliyor. Haydarpaşa-Kars hızlı demiryolu projesini de gerçekleştirirse keyfimize diyecek yok!
                Demiryolu deyip geçmeyelim. Cumhuriyetin bu önemli projesi, sonraki yıllar içerisinde ihmal edilip ağırlık karayollarına verilmemiş olsaydı bu gün ülkenin pek çok noktasına çift hatlı tren yollarıyla bağlanılmış olacaktı. O zaman bu kadar yoğunlukta göçler yaşanmayacaktı. Büyük şehirlerin sağlığı bozulmayacaktı. Herkes kendi şehrinde, kendi köyünde obasında karnını doyurma imkanına sahip olacaktı. İşsizlik bu kadar artmamış olacaktı. Asayiş bu kadar bozulmayacaktı. Büyükşehirlerin kenar semtlerinde insanları rahatsız eden suç adacıkları oluşmayacaktı.
                Erzurum ve hinterlandı, en kısa yoldan demiryolu ile Karadeniz’de bir liman şehrine bağlanmalı ki, ileriki yıllarda buraya sanayii de getirebilmiş olalım. Sanayi, gitmek istediği yerlerde kolay, hızlı ve ucuz ulaşım hatları ister. Doğu bölgesinin kalkınması, öncelikle Erzurum-Rize veya Erzurum-Trabzon hızlı demiryolu projesiyle mümkün olacaktır. Erzurum-Rize arasındaki Kop ve Ovit geçitleri de tamamlanırsa  bölgenin sahille bağlantısı yaz-kış, en kısa yoldan temin edilmiş olacaktır. Bu konudaki çalışmaların ilerlediğini sevinerek öğreniyoruz.
                Hükümetin, bölgede hayvancılığın gelişmesine yönelik uygulamaları gecikmeli olsa da işe yaramıştır. Kendi kendini doyuran 7 ülkeden biri olan Türkiye’nin dışarıdan et, pamuk  ve hububat ithal etmesini anlamak mümkün değildir. Bir zamanlar Erzurum’un başka ülkelere et ihraç eden bir merkez olduğunu unutmayalım. Bu yeni uygulamalarla umarım, Erzurum eski rolüne bir an evvel avdet etmiş olur.
                Sonuç olarak şunu söylemeliyim: “İflah olmaz bir AKP muhalifi” değiliz. Onlar yanlışlarını azalttıkça, biz de doğrularını anlatmayı çoğaltırız. Bu ülke hepimizin.
               

Hiç yorum yok: