10 Ekim 2010 Pazar

Siyasette vefa


Ülkemizin saygın isimlerinden birisidir.
Lider onu parti kongresi öncesi defalarca arayıp, en yüksek yönetim kademesinde görevlendirmek istedi. Ancak o, bazı mazeretler öne sürerek şimdilik bu görevi kabul edemeyeceğini, ancak ileriki dönemlerde kendisi ve partisi ile her zaman beraber olacağını bildirdi.

İlişkileri kopmadı. Yine sık sık bir araya geldiler. Her bir araya gelişlerinde lider ona sıkı durmasını, önümüzdeki seçimde kendisini milletvekili adayı yapacağını söyleyip durdu. O da “zamanı gelince neden olmasın” cevabını vererek o günü bekledi.

Gün gelip çatmıştı. Seçim kararı alınmış, partiler adaylarını tespit etmeye başlamıştı.

Günler geçti, lider onu arayıp sormadı bile.
“Belki işi çoktur” düşüncesiyle kendisi aradı. Cep telefonuna bir parti görevlisi çıkmıştı. Ona liderle görüşmek istediğini, isminin not edilmesini ve kendisine bildirilmesini istedi.
Yine ses yok!


Lider, o saygın kişinin telefonlarına çıkmıyor, adını bile telaffuz etmiyordu.

Aday tespitlerinin son gününe gelindiğinde yine çıt yok.

Oysa o saygın kişiye başka partilerden teklifler gelmişti. O ise, lidere verdiği sözden dolayı yapılan tekliflerin hepsine kapalı durmuştu.

Liderin kişiliğine, sözüne güvenip önüne gelen fırsatları tepmişti.

Bu vefasızlığa bir türlü anlam veremiyordu.

Sonradan öğrendi ki, lider başkalarına da aynı sözleri vermiş, fakat sözünde durmamıştı.

Biraz olsun ferahladı. Atlatılan sadece kendisi değildi. Birçok kişi bu atlatılmanın ve aldatılmanın içindeydi.

Saygın kişi şimdi o liderin adını bile duymak istemiyor,

“Siyasette vefa yokmuş” diyerek bağrına taş basıyormuş.

Bir de, o lider için dizdiği övgülere, onun için yaptığı savunmalara yanıyormuş!

Anlayacağınız, o lider kalıbının adamı değilmiş!

Zaten o da ikinci parti kurultayında yalanlarıyla, entrikalarıyla birlikte yok olup gitti. Yani, kaybedip köşesine çekildi.
Partisi ise ufaldıkça ufalıp denklemden düştü.
Bunu ne için yazdım? Önümüzdeki yıl, seçim yılı.
Adaylar, yine partilerin kapısını çalacak, yine liderlerin gözünün içine bakacak.
Çünkü, tek seçici onlar.
Bizim adaylara tek tavsiyemiz ise şu olabilir:
Kul olacaksanız lidere,
Kimlikli bir vekil olacaksanız halkınıza itibar edin.
İkinci durumda hapı yuttunuz!
Bu seçimde halk yok.
Liderler de kul arıyor kul!

Hiç yorum yok: