Mehmet Necati GÜNGÖR
13 Haziran sabahına ışınlanmışım.
AKP yine iktidar. Tayyip bey, yeni balkon konuşmasıyla Başkanlık sisteminin işaret fişeğini atıyor.
CHP oylarını yüzde 30’lara taşımış; mutlu. Güçlü bir anamuhalefet olmanın tadını çıkarıyor.
MHP baraj sınırından zor-zor kendini kurarıp Meclis’te yerini almış; eh, buna da şükür pozisonunda.
Bağımsızlar sayılarını biraz daha artırmış olmanın keyfini sürüyor.
Diğer partilerin toplamı yüzde 10 barajının altında!
Merkez sağın bileşkesi olarak ortaya çıkan Zeybek-Baş ittifakı bekleneni vermemiş.
Zeybek, atın etini yemiş, üstüne kımız içiyor. Efkârı dorukta.
Birileri Bahçeli’nin koltuğuna iğne döşüyor. Rahatını bozmak için.
Vekillik koltukları seçilmiş memurların işgali altında.
“Başı sargılı adam” la karşılaşıyorum.
O’nu önceleri “Eli alçılı adam” olarak tanımıştım.
****
Bizim toplumun aşina olduğu tiptir “eli alçılı adam.”
Hep kendi pişmanlıklarıyla yaşar ve onlarla savaşır.
Eli, aklından bağımsız çalıştığı içindir ki;
Tüm hatalarını eline yükler ve elini cezalandırır.
“Elim kırılsaydı” diye hayıflanan ses onun sesidir.
İşsizdir,
Güçsüzdür,
Hakkı yenir,
Lokması çalınır;
Hep kendi pişmanlıklarıyla yaşar ve onlarla savaşır.
Eli, aklından bağımsız çalıştığı içindir ki;
Tüm hatalarını eline yükler ve elini cezalandırır.
“Elim kırılsaydı” diye hayıflanan ses onun sesidir.
İşsizdir,
Güçsüzdür,
Hakkı yenir,
Lokması çalınır;
Ama o mutlu addeder kendini.
Başlıca gıdası ve varlık sebebi pişmanlıklarıdır.
****
Başlıca gıdası ve varlık sebebi pişmanlıklarıdır.
****
Geçen zaman onu da yaşlandırmış. Ancak, akıl yaşında bir değişiklik yok.
Başındaki sargıdan belli.
Her seçimden sonra elini kırardı, şimdi başını vurmuş duvarlara.
Yeni bir pişmanlığın cezasını kesmiş kafasına.
Her pişmanlıkta elini kırardı, bu defa kafasını kırmış.
“Ne yaptım ben!” diyerek…
Ve kafasını cezalandırarak…
Birileri başı sargılı adama bu tablodan çıkacak sonuçları anlatıyor:
“Bu ülke senin elinle bölünmeye doğru gidiyor ey gafil!”
“Tepende bundan böyle diktatörün kılıcı sallanacak! Verdiğin oyla O’nu tek başına bir güç haline sen getirdin; hayrını gör!”
“O kılıç bir dönerci bıçağı gibi ensende dolaşacak; mutlu ol!”
“Şifreli sınavlarla senin çocuğunun geleceği çalınacak; döv dizini!”
“Sen bir kilo nohuta, bulgura tav olurken onlar senin sofrandan çalınmış lokmalarla kursaklarını şişirip suratına geğirecekler; midene taş basmaya devam et!”
“Bak, kimleri mebus yaptın! Bunun vebaliyle yan!”
“Şimdi bu parmaklar hangi işaretle kalkıp, hangi işaretlere inecekler; gör ve eserinle övün!”
“Açılımla koltukları kabaranlar, şimdi burunlarını kabartarak hayıf biçiyorlar seninkine, seyreyle gümbürtüyü!”
“Aldatılanlar ‘hani verdiğin sözler’ şarkısını söylüyor, maşukuna!”
“İmralı sakinini kafesten çıkarma planı sayende yürüyor!”
“Mahfın örgüsüne ilmik atanlarla işbirliği halindesin, uyan!”
“Şehit ruhlarının lânetiyle azaptasın, inle!”
Başı sargılı adam utancının itirafını yapıyor:
“Ah şu kafam! Elime hükmeden o, yanlışı yaptıran o, pişmanlığa sevkeden o!
Elim masum, kafam maznun!
Elim yerine işte bu kafayı kırıyorum!
Kırılası kafamı!”
Eli alçılı adamın son pişmanlığı;
Başı Sargılı adam!
Bir rüyadan uyanıyorum.
Sıkıntıyla…
Etrafınıza bir bakın;
Dertler arttıkça,
Yoksulluk, çaresizlik, umutsuzluk,
Kurşun gibi çöktükçe toplumun üzerine…
Çoğalır eli alçılı, kafası sargılı adamlar.
“Eli alçılı” adamların çoğaldığı bir toplumun
"Eli kamçılı” adamlara teslim olması
Kaçınılmaz sondur.
Dertler arttıkça,
Yoksulluk, çaresizlik, umutsuzluk,
Kurşun gibi çöktükçe toplumun üzerine…
Çoğalır eli alçılı, kafası sargılı adamlar.
“Eli alçılı” adamların çoğaldığı bir toplumun
"Eli kamçılı” adamlara teslim olması
Kaçınılmaz sondur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder